15 October 2009

17 Ekim: Gece ve Sis

Bu haftasonu, belgesel tarihinin klasiklerinden “Gece ve Sis”i (Nuit et brouillard, 1955, 32’) izlemeyi planlıyoruz. Filmde Alain Resnais, metin yazarı Jean Cayrol ile birlikte II. Dünya Savaşı’nın bitiminden sadece on yıl sonra Auschwitz kampını ziyaret ediyor ve kamerasını tel örgülerin, nöbetçi kulübelerinin, boş binaların arasında gezdirirken burada yaşanan gaddarlığı anımsatmaya çalışıyor:

“Görüntüler tarihe karışmış gibi, hepimiz iyileşmişiz gibi, yeniden umutlarımızı ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. (...) Dokuz milyon ölünün ruhu bu kırlarda geziniyor. Bu tuhaf gözetleme kulelerinde kimler gözcülük yaptı? Kimler cellatlara emir verdi? Yüzleri, bizim yüzümüzden sahiden de farklı mıydı?”

Dut Ağacı Kolektifi’nin geçen haftasonu düzenlediği Sözlü Tarih Buluşması’nda filmden kısa bir bölüm izlemiştik. Aynı toplantıda Neşe Özgen, bir Alman arkadaşıyla arasında geçen bir diyalogu aktararak; “Almanya’da daha genç kuşakların, yaşlılara karşı koşulsuz bir şefkat beslemek yerine temkinle ve kuşkuyla yaklaştığına, çünkü o kuşağın soykırımdaki sorumluluk payının unutulmadığına” dair bir anekdot anlatmıştı. Filmi izleyip tarihsel travmalar ve sinemasal aktarımları üzerine konuşabiliriz diye düşünüyorum. (Devletlerin her daim devlet olma refleksi üzerine bir not: O tarihte kamplarla ilgili tüm gerçekler su yüzüne çıkmış, Nuremberg mahkemelerinin üzerinden 9-10 yıl geçmiş olduğu halde, “Gece ve Sis” sansür tehditleriyle karşılaşmıştı. Fransız yetkililer bazı sahneleri sansürlemeye, Paris’teki Alman Elçiliği ise filmin Cannes’daki gösterimini engellemeye çalışmıştı.)

Bu filme ek olarak:

İrmik Helvası” (2008, 12’): Takuhi Tovmasyan bir yandan irmik helvası kavururken diğer yandan aile tarihinden bir hikâyeyle kolektif hafızamızı yokluyor. Filmin yönetmeni Ezgi Kaplan arkadaşımız da aramızda olacak...

To Speak or Not to Speak” (1970, 10’): Gündemdeki politik gelişmeler üzerine sokaktaki insanların fikrini soran bir muhabirin maceraları... Raoul Servais’den medya, iktidar, tüketim, vatanperverlik, savaş gibi mevzuların hepsine değinen harika bir animasyon. (Daha önce yönetmenin "Chromophobia"sını izlemiştik.)

"Cavalette" (aka Grasshoppers, 1990, 9'): İtalyan animatör Bruno Bozzetto'nun gözünden insanlığın kısa tarihi...

"From the City of Lodz" (Z miasta Lodzi, 1968, 18') Kryzsztof Kieslowski'nin Lodz sinema okulundan mezuniyet filmi... Şehirde 'eski' ile 'yeni'nin yer değiştirmesini anlatan minik bir cevher.

Not: “Gece ve Sis” Türkçe altyazılı, diğerleri diyalogsuz veya az konuşmalı...

yer: Rengahenk Sanatevi
tarih: 17 Ekim C.tesi, 16:00 - 19:00
adres: İstiklal cad. Olivio han geçidi Sokak Olivio Han No:5 Kat:2, Beyoğlu
(St. Antuan Kilisesi'nin karşısındaki Barselona Pastanesi'nin bulunduğu sokak. 5-10 m içeride soldaki apartman.)
Googlemap:
>>>

1 comment:

  1. aslinda gecen gosterimden once blogu okurken benim de kafami cok mesgul etmisti bu sorumluluk payi mevzusu. hele ki "yaslilara kosulsuz sefkatle degil de temkinle yaklasma" ifadesi cok hosuma gitmis, filmden sonra konusalim sahiden de demistim. fakat film oyle bir yikip geciyor ki aklima ne okuduklarım ne de dusundurdukleri geldi.

    ReplyDelete