09 September 2009

Herzog üzerine bir kaç şey daha

Geçen izlemede yarım kalan Herzog muhabbetini kapatmadan önce, bir iki dip not:
Nisan aynı sonlarında yapılan IndieLisboa - Lizbon Bağımsız Film Festivali, bu yılki retrospektif bölümünü Herzog'a ayırmıştı. Festivali izleyen Britanyalı sinema yazarı Demetrios Matheou, Herzog üzerine kısa ama özlü bir yazı yazmış. Özellikle şu tesbiti, bizim de tartıştığımız bağlamda önemli gibi geldi: "[...] Herzog'un ilham verici niteliği, bağımsız ruhunda yatıyor. Herzog yalnızca yapmak istediği filmleri, yapmak istediği şekilde yapan, belli bir türe, günün modasına, gişeye veya sevilme arzusuna boyun eğmeyen, sinema tarihinin en ayrıksı auteur'lerinden biridir."
Aynı yazıda alıntılanan şu cümleler de, Herzog üzerine kitap yazmış olan Grazia Paganelli'ye ait: "Bir Werner Herzog filmi, onun sesi duyulmaya başlandığı anda belgesel olmaktan çıkar. Bir anda, kurmacayla belgeselin kaynaştığı bir Werner Herzog filmi'ne dönüşür. [...] Herzog bir hikaye anlatıcısı değil, bir 'hikaye avcısı'dır. Her köşeden, her manzaradan hikaye çıkarabilir."
Şu anda Venedik'te aynı yarışmada iki filmiyle birden (kendi kendisiyle de) yarışıyor olmasını da, onun Herzog'luğuna vermek lazım!
***
Bu vesileyle, bir son dakika haberi: Sinemanın bir başka ilham perisi Tony Gatlif, KORKORO (Özgürlük) adlı son filmiyle, dün sona eren Montreal Film Festivali'nde en büyük ödülü kazanmış. Gatlif'in 1940'ların başında Fransa'da Nazi'lerin gazabına uğrayan Çingene bir ailenin hikayesini anlattığı filmi, festivalde ayrıca Seyirci Ödülü'nün de sahibi olmuş.

No comments:

Post a Comment